Bir süredir işimle ilgili biraz yoğunum. Son iki haftayı da bir ekip kurmakla geçirdim. Yeni başlamış bir dijital platform için altyazı işleri yapacağız, kozmos izin verirse.
Bu yazının konusu benim profesyonel hayatım değil elbet. Ekip kurarken karşılaştığım insan profilleri. Kimisini unutup geçebiliyorsun ama az sonra anlatacağım insan tipi hepimizin yaşamına müdahale eden anlayışın temsilcilerinden.
Gönderdiğim işi yapmayı bırakma gerekçesi. “Burada ahlaka aykırı şeyler var. İslami ahlaka uymayan, toplumun ahlakını bozan içerikler çeviremem.” Özetle bu. İçerik de bir gezi programı. Erzurum’a gidip cağ kebabı yiyen adamların ne kadar ahlak zedeleyeceğini bilemedim. Bir yerlerini mi açıp gösterdiler acaba? Erzurum’da erotik shop mu gezdiler? Striptiz Club bulup revü mü izlediler?
Hayır. Bir yerde küfür etmişler efendim. Küfür de “…tir.” affedersiniz.
Tamam da onların hassasiyetidir, karışamazsın, dediğiniz bir noktaya geldiysek, hayır, o kadar basit değil, derim. Çünkü ifade ettiği şey, ben izlemeyi tercih etmediğim şeyle ilgili çalışmam, olsaydı, bunu çok iyi anlardım. Ama sen kalkıp bu tercihini tüm topluma mal edersen, tek tipçi anlayışın resmini çizersin. Üstelik bu kafanın ülkedeki egemenliğini görmezden gelemeyiz. Bu anlayış meyhane tabelası indirenlerin güç aldığı geniş bir kalabalığın meydana getirdiği bir kara bulutun ta kendisi. “Toplumum ahlak yapısını zedeleyen” dediğinde tüm toplumu kendi muhafazakarlığına sahip olduğunu varsaymakla kalmıyor, eline geçen fırsatta tüm topluma müdahale de etmeyi kendine ‘görev’ biliyor.
Keşke kendi köşelerinde hassasiyetlerini yaşasalar. Ama orada kalmıyorlar. Yılbaşı öncesi, kızımın öğretmeni yılbaşı için çam ağacı resmi çizdirdi diye, veliler “çocuklarımıza böyle şeyler öğretmeyin.” diye ayaklanıyordu neredeyse.
Her türlü çıkarcılık, yalancılık, şiddet, zalimlik yaşanırken, bir tanesinden ahlak yapısının zedelendiğini hissetmeyenlerin ülkesinde vallahi daraldım, billahi daraldım.
Comments