Sanki çocukluğumuzda her kış temalı resmimizde yoğun kar yağışlı manzaralar çizen biz değilmişiz gibi, ne kadar çok şaşırdık bu karakışa…
Hava tertemiz oldu, içimizi karartan kasvet birkaç günlüğüne etkisini yitirdi, bembeyaz bir örtü, gecenin körünü bile aydınlattı.
Her ak için söyleyemeyiz tabi ama bu ak içimize ferahlık getirdi.
Tabi bu ferahlığın aslında üşüdüğümüz için geldiği gerçeğini asla bir kenara koymadık. Serde gerçekçilik var, pek tabii.
Ancak gündem birdenbire havadan sudan olunca, belki de hayatımızda ilk defa dertsiz ülkelerin vatandaşları gibi, sadece kapımızın önündeki karları küremekle sınırlı bir kaygı dünyamız oluverdi.
Tabii, ilk doğalgaz faturasıyla birlikte, aydan gökyüzüne sert iniş yapmamıza aşağı yukarı bir hafta var. Geçen ay kazandığın parayla aldığının, bu ay aynı parayla çok daha azını alabildiğin gerçeğinin üzerini örtemiyor o beyaz örtü. O yüzden elindeki küreği sakince yere bırak, evine gir ve bu hale nasıl gelmiş olacağınla ilgili azıcık kafa patlat. Bunu yaparken küreğin ulaşamayacağın kadar uzakta olduğundan emin ol tabii. Allah muhafaza.
Velhasıl önümüz bahar, baharın sonu yaz. Ömür geçiyor işte bazen siyah, bazen beyaz. Cemreler düşer, sen merak etme, onlar dinlemez ne kış ne ayaz. Sen yine umudunu yitirme de, pek iyi değil durumlar, bir şey yapmalı, bunu bir kenara yaz.
Hadi bana müsaade. Zaten laf dediğin az olur, az.
:) Türkiye gerçeği :)
:) çok güldürdü ama, kızdım da🧐