Ekonomik seferberlik mi dersin, kriz mi dersin ne dersen de.. Gerçek olan ''bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın'' sorunudur. Şaşırıyorum. Olası afet durumlarında kiralar coşuyor. Her şey pahalanmaya başlıyor. Ama para yok!. Para kimde, kimlerin cebinde?. Yahu herkesin iyice ayrıştırıldığı bu dönemde politika kimlere yarıyor?. Taraflı, tarafsız insani büyük bir çöküşün eşiğinde neye, nasıl güvenebileceğiz? Böyle sorular sarmalında yuvarlanıp gidiyoruz.
Elim cebimde, cebim delik...
Zengin ve fakir tanımı yeter mi yetmez!. Dünya politikası, ülke politikası, şirketlerin politikaları derken gelinen noktada hiç birinin öneminin de olmadığı kaotik evrede çözümü nerede nasıl bulabiliceğimize dair verilerde karışık. İnternette güvenilir bir kaç mecra dışında doğru haber alma özgürlüğümüzde çok kısıtlı. Dillendirmekte yetinmeyip özle hayatımızda kıstığımız bölümleri de hesaba katarsak iç açıcı olmayan zaman dilimleri de yormaya yetiyor.
Sözümüzün de, inlememizin de karşılığı yok. Dört duvar arası yankılı bir fanusun içindeyiz. ''sesimi duyan var mı'' çığlıklarının defalarca çarpıp çarpıp zaman içinde kayboluşuna şahitlik ettiğimiz ve müdahale edemediğimiz yılgın süreçte hem de..
Öylece yazıyorum, ara sıra sesleniyorum. Bir garip azınlık olmuş toplumun her bireyi. Kişisel hesaplaşmalar arasında yitik insanlar. Eline gücü verdiğinde nelere mal olacağını kestiremeyeceğimiz insanlar.
İyilik ve kötülük arasında serzenişlerinin karşılığı nedir?.
Düşünmek tedavi eder mi?.
Bağırmak, çığırmak mesela?..
Elinde iyi niyet barındıranlar bu köklü hastalığa merhem olabilir mi?.
Deliliğin de bir sınırı var.
Normal değerler kimlere göre sınırlı?
Anormallik nerede, kimde?.
Öyle sonu olmayan çılgın sorular.
3 bilinmeyenli denklem dersem yeridir.
https://www.evyapimiisler.com/post/musilaj-pandemi-politika
コメント