Kusursuz ses, güzel ses, bilmem ne ses... Tanım konusunda otoritelerce süresiz tartışılan konulardan biridir heralde. Ses bir titreşim, dalga olduğundan kulaklarımıza ve duygularımıza hitap eden tını her ne ise beğenir veya sevmeyiz. Ama bu, kötü olduğu anlamına da gelmiyor. Adı üstünde beğenmek ya da beğenmemek. İşte bütün mesele bu.
Güzel ses, çirkin ses ayrımı müzikteki iyi ve kötü kadar keskin değildir kanımca. Ses tarifsiz de... Müzik işleyişi gereği kuralları olan, başı, sonu olan yapılar içinde döngü halindedir. Çeşitlidir , sonsuzdur ama düzeni vardır.
Burada insan sesini ayırıyorum artık. Ses olduğu gerçeği bir yana, müzikle de müziksiz de hareket alanı geniş. Sayısız örnekler var, kurcalanmaya değer ama zamanımız yeter mi bilemiyorum.
Şimdi burada Kürtçe bir ağıt var. Defalarca farklı kişilerden enstrümansız dinledim, defalarca da alt yapılı dinledim. Ahmedo önemli bir ağıttır. İçeriği açısından internet'ten ''Ahmedo, Ehmedo'' diye bakınız. Zuhat arkadaşımız okuyor. Youtube linkinde de söz etmiştim.
'' Yeni konuğumuz Zuhat. Farklı müzisyenler ile bir aradayken doğaçlama takıldığımız bir zaman aralığında mikrofonu uzattık ve ortaya daha öncesinden farklı bir sürü versiyonu olan bu güzel ağıt böyle çıktı. Biraz derleyip, toparladık.''
Evet, İlk defa kayda giren biri için iyi iş çıkardık. Mesele bizim için parçanın bütünlüğü. Zuhat'ın sesinde gündelik yaşamın rötuşsuz bir tınısı hakim. Konuşur tat da... Doğallığı açısından çok önemli bir ayrıntı. Ağıt'ın kendisi de özel olunca, ortaya böyle keyifli dinlenilesi bir iş çıktı. Dinleyeni bol sun ✌️
YARASIN..